Kendimle savaşım ve duygularımla
verdiğim o sayılı mücadele sanırım bu gece sona erdi. Ve ben ilk defa demir
kapıların ardında gizli güneşimin senin yüreğine doğmasına izin verdim. Hiç
böyle olmamıştım ben; bilmem belki de olmuştum... Gökyüzünü izledim bütün gün.
Ve ağaçları, ve kuşları,ve SENİ... Öyle huzur dolu ve öyle mutluydum ki içimde
taşıdığım ve ağır diye nitelendirdiğim bu sonsuz sevginin aslında beni yenileyen
tek duygu olduğunu farkettim her tebessümde. Çünkü gözlerimde senin derinliğin,
ellerimde senin sıcaklığın ve ruhumdaki varlığınla beni sen --sadece SEN--
yaşatıyordun... Ve artık ağır gelmiyordu bu aşk bana. Özümdeydi ve bir parçamdı
tıpkı senin gibi... Aşık olmaktan utanmadım bu gece... Eskiden hafif derdim bu yüce
duyguya, sadece hafif... Belkide gereksiz bulurdum; bilmiyorum. Kalpte derin, koparması
zor ve sürekli içerilere işleyen korkunç bir yara olduğunu düşünürdüm aşkın.
Belkide doğru, yaraydı, ama gelişimini izlediğin ve kendi ellerinle iyileştirdiğin
bir yaraydı bu. Şimdi kalbimdeki yaranın acısı, o yürek yanması daha da büyüyor.
Bu çektiğim acı, sana olan sevgimi yüceltiyor, sonsuzlaştırıyor adeta... Bilmezdim
duyguların en yücesini bu derde düşmeden önce ve hissetmezdim hiçbir insanı böyle
yüreğimde SENİ sevmeden önce... Bu gece odamın duvarları haykırdı bana 'aptal!'
diye. Bunun adı AŞK diye. Ve susturamadım kalbimin çığlıklarını... Derken
gözyaşlarım ve hıçkırıklarım bozdu gecenin bütün o güzelim sessizliğini ve
uyandırdı beni tatlı rüyamdan. Sen rüyaydın, ben rüyaydım ve yaşam koskocaman bir
rüyaydı yalnızca... Beni sana bağlayansa gördüğüm rüyanın en büyülü, en
şehvetli anıydı sadece...Biliyorum, sen beni hiç tanıyamayacaksın. Belki hiçbir
zaman cesaretimi toplayıp konuşamayacağım seninle; Ama senin o büyülü sevginle
yaşayacağım.
Kimbilir...Belki de bir gün, bir yerde...
GÖRÜŞMEK ÜMİDİYLE...
Sonsuz Sevgiyle Kal... Onu yüreğinden hiç ama hiç eksik etme...
|