Edip Ayvaz |
Spirituel |
Edip Ayvaz |
Kuyu |
![]() |
Kuyu "Derin bir kuyu, çok derin, dar ve karanlık; sadece gündüzleri tepeden süzen ölü bir gün ışığı güneşten yoksun. Akşamları ise sadece birkaç yıldız görünen hepsi o kadar. Kuyudaki oraya nasıl girdiğini bilmeden yaşar, ama memnundur hayatından.... Az da olsa gün ışığını görmüştür, azda olsa yıldızları görmüştür... Kuyuda yaşayan hiç çıkmadığı için oradan o gördükleri onu mutlu eder... Çünkü kuyunun etrafındaki alabildiğine gün ışığını, güneşi, geceleri o muhteşem yıldızları ayı, dağları ve o muhteşem yeşille giyinmiş ormanları hiç görmemiştir daha önce... Bu yüzden bunlardan habersiz ve mutludur. Zaman zaman kuyunun başına birileri gelir gider bazıları da içine iner orda kalır veya giderler, ama kimse onu dışarı çıkarmayı akıl edememiştir veya kendisinin aklına bile gelmemiştir... Çünkü gelen herkes onun öyle mutlu olduğunu görmüştür... Ama bir gün hiç tanımadığı biri gelir kuyunun başına ona seslenir... “sen burada ne yapıyorsun çık, dışarıda muhteşem bir hayat var” diye... Ve ona elini uzatır... Kuyudaki olanları anlamaya çalışır... Kimdir bu yabancı veya dışarıda nasıl bir hayat var diye. Kafası karışmıştır ve korkar... Bu yabancı da kim, niçin kendisine bir dost eli uzatmış ve oradan çıkmasını istiyor. Kuyudaki hem ister hem de korkar çıkmaktan... Sonunda uzanan eli tutmaya karar verir... Ama o kadar zor gelir ki ona tırmanmak... Her adımda yara bere içindedir ve bu acı ruhunu da acıtır... Yüzeye yaklaştıkça gördükleri karşısında şaşırır gözleri kamaşır güneşten gün ışığından, daha önce görmediği şeyler vardır etrafında ama bu kadarına alışık olmadığından yabancıya sorular sorar hem onu tanımak hem de bu yeni dünyayı tanımak bilmek adına... Onu sıkacağını düşünmemiştir... Acaba kuyudan çıkmasa mıydım der, işte o el onu bir anda bırakır ve gider... İkinci kez ruhu acır... Yabancı uzattığı eli bir anda çekmiş ve gitmiştir... Artık her şey için geç diye düşünür... O sıcak dost elini uzatan, o güzellikleri gösteren dost eli bir anda çekip gider mi diye düşünür... Ama o yoktur artık... O güzel dünyayı kısacıkta olsa gördüğü için o kuyu ona dar gelir artık, ağlar, üzülür çırpınır, yüreği kavrulur. Çıkmak ister ama nasıl çıkacağını bilemez... Yüreği sessiz çığlıklar atar ve o dost elin sıcaklığını arar... Ama nafile diye düşünür. Giden gitmiştir bir daha dönmez ki... Yine de kararlıdır oradan çıkmaya, boş ümitle de olsa yine de seslenir ona, artık o bir yabancı değil onun dostudur... Keşke bir sesimi duyurabilsem, bir dönse diye umutsuzca da olsa ona seslenir... Beni duymaz dönmez diye düşündüğünde yine o dost el ona uzanmış onu bekliyordur. Aslında uzaklaşmamış orada onu bekliyordur. Ve kuyuda yaşayan hiç bu kadar kararlı olmamıştı oradan çıkmak için... Sadece nasıl yapacağını bilmiyordu zira ilk kez çıkıyordu ve ne yapacağını nereden başlayacağını bilmiyordu.. Ama biliyordu ki yine yanlışları olabilir bu hayatı öğrenirken. Yine onu belki istemese de sıkabilirdi... Yinede elinden gelen tüm gayreti göstereceğini biliyordu kendisinin... Tek istediği ise kendisine o güzelliğe çeken elin onu bir daha bırakmamasıydı... Ona bu yolculuğunda yardımcı olmasıydı evet tek istediği buydu... Artık o kuyuya dönmemeye, değişmeye kararlıydı ama bu uzanan sıcak dost elden sadece kendisine yardım etmesini ve öğretmesini istiyordu.” Bir arkadaşım tarafından, tarafıma yazılmış bir yazıdır. Sevgiler Edip Ayvaz |
![]() |
ANASAYFA | HİKAYELER | HAYATIN KURALLARI | BURÇLAR | MEVLANA | |
SMS MESAJ | OYUNLAR | MİLLİ PİYANGO | OUTLOOK EXPRESS | ADRESLER | EPİTAPH |
PC BAKIMI | ICQ BİLGİLERİ | FAYDALI BİTKİLER | WİNZİP | SPIRITUEL |